bugün

entry'ler (309)

mfö

bu akşam kartal meydanında konser verecek olan grup.

güneş gözlüğü takan hatunun öz güveninin artması

bir nevi çirkin kadın yoktur az votka vardır mottosu burada da geçerlidir. bundan kelli kendine güven duymak isteyen kızlarımız dev ekran güneş gözlükleriyle bol votkalı geceleri hayal ettirirler.

çoklu kişilik bozukluğu mağduru yazar

(bkz: (#5444996))

focus

bir varmış,
bir yokmuş,
'focus'
yine varmış,
hep varmış,
tıpkı,
kendisinin,
benim hayatımda olduğu gibi,
bol virgüllü,
hiç noktasız,

hoşgeldin!

kırmızı oje

tahrik edici kozmetik ürünüymüş.

şahsen ben bu cümleyi kurunca bile tahrik oldum. hey gidi kırmızı oje.

bir belgesel izledim ve hayatım değişti

bir belgesel:
(bkz: http://www.zeitgeistharek...eitgeist_the_movie_turkce)

nemecsek

(bkz: #5488180) hayat entry siyle başlamak istemiş uludağ sözlük yazarlığı seçimine. bir şeyler öğrenmek için seçmeyiz ki yolumuzu! sadece seçeneklerden ön plana çıkanı, bizim için cazip olanı seçerek yol tutarız. bu yüzden de bilmediğimiz bir yolda yine bilmediğimiz deneyimler yaşarız.
yanan kırmızı ya da yeşil ışığın ne ifade ettiğini düşünmekten ötürü kavşaklarda bekleyenlerden değildir umarım. şayet beklemek istediği için bekleyenlerdense, iyidir derim.
nimet ablayla marks ın sunduğu umudu karşılaştırıp farklı bir bakış açısı kazandırdığı için teşekkür edip emeğine saygı duyarak
en beğendiğim entry sini sizinle paylaşmak isterim: (bkz: #5501772)

yeni bir yazar, öyleyse;
hoşgeldin!

orada olmayan

orada olmayan dediğine göre sürekli atış poligonundan sallıyor ihtimali olabilir. lakin belli kurumlar, meslekler hakkında bilgi içerikli entryler girdiğine göre sırf tezatlık olsun diye böyle bir nick almış olabilir diye düşünüyoruz burda. hele bi palazlansın da işin aslını anlarız. hem merak etmesin burda o kadar samimi insan var ki kendisini ercü diye çağırıcak, içi rahat olsun yani.
hoşgeldin!
ben karşılama komitesi.

madam henry

içinden geçenleri yazmak istemiş ve başlamış tuşlara dokunmaya. fazla duygusal olup yaşadıklarının gerçek olmasına ihtiyaç duymamış. sanırım izlediği filmler ve dinlediği müziklerde hayat bulmaya çalışıyor. yanlış yoldasın. gerçek bu değil. büyülü dünyaların panayır olduğunu birinin o na hatırlatması gerekiyor sanırım. bence moderatörlerin bir diğer görevi de bu olmalı. gerçeğin bu panayırdan başka bi yerde olduğunu ve aslında bizim bunu aramamız gerektiğini sık sık hatırlatması gerekiyor. gerçi madam henry gerçeği istemediği gibi kendi olmak istemediğini de dile getiriyor ama neyse. hem çoğumuz için beynin yüzde doksan yedisini aldırmak pek bi farklılık göstermeyecektir. kendisine katılıyorum. einstein hariç!

bol şans madam henry!
hoşgeldin.

dünyanın en uyumlu üçlüleri

(bkz: teslis)

durmadan çocuk yapan fakir insan

kaderdir!
hem çocuk yapmamaya çalışmak günahtır. valla lan. az önce siirtte öğretmenlik yapan bi arkadaşımdan duydum. sırf günah olduğu için korunmuyorlarmış. biliyorlarmış korunma yöntemlerini yani.
tabi canım kaderimde olduğuna göre allah rıskını veriri. ya bismillah.

çok seçiciyimdir diyen şişko ve çirkin kıllı kız

çirkin kıllarını örerim ben bu kızın! o ne be öyle çirkin kıl ahahah valla gülüyorum burda sayenizde!
tanım: yalnız kızdır kıyamete kadar. hem bla bla bla hem de seçici olmasından kelli.

dünyanın en uyumlu üçlüleri

(bkz: canciş kankiş tatlış yazarlar)

otisabi

otisabinin yüksek ihtimalle uludağ sözlük okuduğunu ve burdaki gerzeklerin fantezilerini dile getirdiğini düşünüyorum. kısacası çoğu birer hayal ürünü. esin kaynakları kendileriyle guru duyuyor olmalılar. hee ayrıca bu esin kaynakları otisabiyi okudukça, ulan adam resmen benim hayalini kurduğum şeyleri yaşıyor be deyip dergiyi satın aldıklarından eminim.

islami flört

olur olur. insanlar uzaya çıkıyor da islami flört niye olmasın arkadaş. ama ön koşulları var bu flörtün. önce bi hocaya gidip sizin için istihareye yatmasını rica ediyorsunuz. hoca efendi uygun bulursa flörte başlıyorsunuz. tamam mı canım? mesela hoca olarak bana gelebilirsiniz. ben sizin için istihareye yatarım. lakin kızın da erkeğin de atletleri gerekiyor bunun için. hadi canlarım getirin çamaşırları da bir gecede dört kişinin istiharesine yatayım.

arabayı her yıkadığında yağmur yağması

ayardır ayar. karşı gelmenin ayarı. bi nevi dünya da cehennemi yaşamaktır.

dereotu

yaz günlerinde sarmısağın yerini devrettiği ottur kendisi. böyle naif ve çok sesli gibi çok tatlı. tatlı dediysem baskın yani. bir kuplesi bile tadını almanıza yardımcı olur nitelikte. sarmısak gibi. sevmesi pek kolay değil, emek istiyor. ben emeklerimin karşılığını anca şimdi alabiliyorum.
dere otlu yoğurt mu?
sütten gelme beyazı yeme bahanesi.

hayvanları itici yapan detaylar

fazlasıyla evcilleşmeleri.

kedi

kedi dediğin nankör olmalı.
pist deyince kaçmalı
boş vaktinde hatır hutur yalanmalı.
yırtıcı olduğunu hissettirmeli,
ürkekliğinin arkasında güvensizliği olmalı.
bir yanı masumken diğer bir yanı şeytan olmalı,
kedi dediğin kedi olmalı.
şımarmalı,
pençelerini sık sık göstermeli
yumakla yuvarlanmalı
ciğerle oynaşmalı
istediği zaman gelip kucağa oturmalı
istemediğinde ciğer de versen gelmemeli.

lütfen onları fazla evcilleştirip özlerine karşı duruş sergilemelerine sebebep olmayın.

http://www.edebistan.com/...fotograflari/2237kedi.JPG

evliyamen

geçenlerde ahmet özhan ın evliya sevgisini üşenmedim oturdum dinledim. manyak gibi anlamaya çalıştım. heralde onunda kahramanları bu üstün gücleri olan ulemalar, evliyalar dedim. adam öyle bir mest olarak anlatıyordu ki, örnek olarak; ermişin teki kuş misali bir burda bir istanbulda. anlayacağınız uçak işini yıllar öncesinde halletmiş. bir nevi süpermen gibi ''evliyamen'' ! bir de ilim öğrenmeye gittiği bağdatta onu karşılayan evliya hazretleri zaten bizim ermişin geleceğini biliyor imiş. sen ne diyorsun? yani hiç bir teknolojiye gerek duymadan adam empatiyle iletişimini kuruyor. (bkz: zihin) onun için bir şey icad etmeye ne gerek var alaşkına!
çalışmanın, üretmenin ( cocuk yapmak dışında) bir anlamı yok. babalar olayı kökünden halletmiş. hele de ermişlere zarar vermek isteyen kafirlerin vay haline. kendini bilmez kafirler olursa da kafir oğlu kafirler evliya hazretlerinin kapısına vardıklarında daha ilk görüşmede elleri ayaklari yamuluyor, tir tir titremeye başlıyorlarmış. dolayısıyla bu kafirler daha ilk dakikadan itibaren biz yaptik sen yapma, sen bize kıyma, moduna girip kendilerini affettirmeye çalısıp evliya hazretlerinin eteklerine secde etmeye baslıyorlarmış. anlayacağınız bu evliyalar islam ülkelerinin bir çeşit süpermenleri olarak 'evliyamen' liklerine devam ediyorlar.